Antalya Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği ve Antalya Gazeteciler Cemiyeti'nin de yer aldığı Dizilerin Toplumsal Cinsiyet ve Şiddet İçeriği Raporu ve Yerli Dizi Endüstrisi Bileşenlerine Çağrı konulu konferansa Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Başkanı Prof. Dr. Fulya Sarvan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Antalya Kadın Girişimciler Birliği Başkanı Serap Kocaoğlu, Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İdris Taş, Türkiye Psikiyatristler Derneği ve Antalya Tabip Odası Başkanı Aykut Çobadak ve 27 STK üyelerinin bir araya geldiği basın açıklaması gerçekleşti.

DİZİ İHRACATINDA İKİNCİYİZ

Toplum odaklı çalışmalara devam ettiklerini belirten Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı İdris Taş, “Antalya Gazeteciler Cemiyeti olarak, her zaman toplum odaklı çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Burada da özellikle televizyon dizilerinde sırf reyting kaygısı ile kadınlara şiddeti kabul etmiyoruz. Yönetmenlerin, oyuncuların, gazeteciliğin önceliği toplum için çalışmaktır. Bir nevi devlet ile toplum arasında hakemdir. Doğrudan yana tavrını koymalıdır. Dünya'da dizi ihracatında ikinciyiz. Ama bunu yaparken de birçok ülkede bizlerin geleneklerini göreneklerini, kadına yönelik davranışlara dizilerde de çalışmalarımızı örnek olarak göstermeliyiz. Bunu önlemenin yolu STK'ların iş birliğidir. Şahsım ve Antalya Gazeteciler Cemiyeti olarak bunun ortadan kalkması için üzerimize düşen görevleri yapmaya hazırız”. Şeklinde konuştu.

214 KADININ ÖLÜMÜ ŞÜPHELİ

Dizilerde kadına yönelik şiddetin son yıllarda arttığını belirten Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Başkanı Fulya Sarvan, “25 Kasım vesilesiyle medyada paylaşılan 2023'ün ilk 10 ayında 253 kadının öldürüldüğünü ve 214 şüpheli kadın ölüm olduğu tespit edildi. Toplantımızı bu tarihte planlamamızın sebebi 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddette Karşı belirlenmiş olması. Bugün 27 STK olarak burada olmamızın ortak noktası, ülkemizde genel toplumsal şiddet, kadına yönelik şiddettin korkutucu boyutlarda artışa geçmiş olması. Bu proje çok önemli bir toplumsal sorunla ilgili. Bizim bunu başlatmış olmamız ve belli bir noktada diğer STK'ların toplumsal duyarlığı olan, toplumla ilgili problemleri bir nebze olsun bir şeyler yapmak isteyen davet etmek istememizle çok geniş bir harekete dönüştü. Bugün 27 STK olarak burada olmamızın ortak noktası, ülkemizde genel toplumsal şiddet, kadına yönelik şiddettin korkutucu boyutlarda artışa geçmiş olması. 25 Kasım vesilesiyle medyada paylaşılan 2023'ün ilk 10 ayında 253 kadının öldürüldüğünü ve 214 şüpheli kadın ölüm olduğu tespit edildi. Ancak son yıllarda izlemekte olduğumuz toplumsal olgu yerli televizyonda şiddetteki sıklık.

DİZİLERDE BİLE KADINA ŞİDDET VAR

Yapılan çalışmalar yerli televizyon dizilerindeki artış. Özellikle dizilerde sergilenen şiddetlerin çoğaldıkça toplumda şiddetin arttığı görülüyor. Bu ülkenin STK'ları olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Televizyonlarda yayımlanan dizilerin çok fazla izleyici topladığı, en etkili popüler kültür ürünlerinden biri olduğu gerçeğinden hareketle dizileri mercek altına alarak, yerli televizyon dizilerinde toplumsal cinsiyet ve şiddet içeriği çalışmalarımız derneğimizin üyeleri ve bursiyerlerinden oluşan 33 kişilik ekip tarafından 2023'ün bahar ve yaz aylarında yürütüldü. Çalışmanın raporu tamamlayarak belli başlı STK'larla paylaşıldı. Bu çalışmamızda 2023 yılında en yüksek reytingi alan 11 dizinin mayıs ayında yayınlanan dört bölümünüz izleyerek, en az 597 şiddet sahnesinin olduğunu tür ve sıklıklarına göre tespit ettik. Bu şiddet sahnelerinin büyük çoğunluğu sözel ve psikolojik şiddet türünde, geri kalanı ise kadına yönelik olarak bulundu. Şiddet sahnelerinin sayısı kendi başına çok önemli. Olayın büyüklüğünü böylelikle görmüş oluyoruz. Bir ayda 597 şiddet sahnesi izliyorsak günde ortalama sadece 11 diziyi seyir ederek 20 şiddet sahnesi izlemiş oluyoruz.

CİNAYETLERİN ÇOĞU SAHNELERLE BENZER

Bunu yıla vurduğunuzda 7 bin 300 şiddet sahnesi sadece 11 diziden kaynaklanıyor. Herhangi bir sezonda ortalama 30 dizinin gösterilmekte olduğunu düşünürsek 20 bin şiddet sahnesi üzerimize boca ediliyor. Eğlence, yemek gibi diğer programlarda bile sözel şiddeti düşündüğümüzde korkunç bir şiddet sahnesi görebiliriz. Tabi bazı insanlar bilinçli bir tercihle televizyonlarını kapatarak bunlardan kaçabiliyorlar. Ancak tek eğlencesi dizi izlemek olan kişiler ise sürekli şiddet sahnelerine maruz kalıyorlar. 11 dizinin büyük çoğunluğunda kadına yönelik baskı ve şiddet var. Aynı dizilerin bazılarında şiddet gören kadınların nasıl yol izleyebileceğini gördüğümüz çok az sahne var. Yine bu dizilerde kadınların pek azında mesleki ortamları gösteriliyor. Çoğu kadın karakterleri görebiliyoruz. Dizilerin büyük çoğunluğunda şiddete karşı şiddet görüyoruz. Televizyon dizilerinin yapımcıları ise biz topluma ayna tutuyoruz, toplumsal sorunları dile getiriyoruz şeklinde savunma var. Tespit edilen şiddet sahnelerinin raporları şu şekilde, bu sahneleri izleyen kişilerde benzer davranışların tetiklenebileceği, benzer şekilde cinayet ve şiddetlerin ortaya çıkmasında dizilerin çok etkili olduğu gözlemlendi” dedi.

Kaynak: Antalya'nın Gündemi